13 Eylül 2011 Salı

yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz

Kendimi bildim bileli içimde hep bir girdap var,hem bir yalnızlık. Ne kadar çok insan olursa olsun hayatımda içimde hep kendimi yalnız tuttum. Paylaşınca mutlulukların büyümediğini, tam tersine yerini mutsuzluk, kıskançlık ve hasetliğe bıraktığını gördüğümden beri de hiç bir şeyimi paylaşmıyorum zaten. İnsanın içini bir kere yalnızlık kapladı mı asla yerinden sökülmüyormuş.

Dün oturduğum yerde yine aynı duygu kapladı içimi, evimde, eşimle film izlerken mutlu olmam gerekirken, yine bir sürü duvarla yalnız başıma oturdum bir köşede. Bedenimin o anda nerede olduğu, ne yaptığının hiç bir önemi yok. Ben aklımla ve zihnimde o kadar uzakta ve o kadar yalnızdım ki. Oysaki çocukluk hayalimdi evde, sevdiğim adamla oturup film izlemek, gülmek, eğlenmek. Dedim ya yalnızlık bir kere yakana yapışmayagörsün. O kadar derin ki içimdeki boşluk, tüm sevdiklerimi ( ki bir avuçlar zaten) kendime çekmek yerine itebildiğim kadar itiyorum kendimden, en uzağa. Çünkü onları çok seviyorum, çünkü onlardan zarar görmekten korkuyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder